Trabzon’da 753 heyelanlı bölgeye ‘yapım’ yasağı

10 bin 617 kilometre ile Türkiye’nin en uzun köy yolu ağına sahip olan Trabzon’daki heyelanların yüzde 80’inin kontrolsüz ve bilinçsiz yol ağlarından kaynaklandığı belirlendi. Bu heyelanlarda 3 bin 623 ev boşaltılırken, 753 alana yapı yasağı getirildi.
Son yıllarda küresel iklim değişikliğinin etkileriyle birlikte görülen ani, yerel ve şiddetli yağışların can ve mal kayıplarına yol açan sel ve heyelanlara yol açtığı Karadeniz Bölgesi’nde riskli alanlar belirlendi. Trabzon’da Afet Risk Analiz Sistemi (ARAS) projesi kapsamında mevcut tehlike ve risklerin mekansal olarak nerede ve ne düzeyde olduğunu ortaya koymak amacıyla heyelan tehlike haritası hazırlanmıştır. Haritaya göre, 4 bin 685 kilometrekarelik ilin toplam yüzölçümünün yüzde 16’sına tekabül eden 750 kilometrekarelik alanın “yüksek” ve “çok yüksek” tehlikeli bölge olduğu belirlendi. Araştırmada, 10 bin 617 kilometre ile en uzun köy yolu ağına sahip kentte meydana gelen heyelanların yüzde 80’inin kontrolsüz ve bilinçsiz yol ağlarından kaynaklandığı belirtildi. Bu heyelanlarda 3 bin 623 ev boşaltılırken, 753 alana yapı yasağı getirildi.
‘ÇOK YOLUMUZ VE HEYELANLARIMIZ VAR’ Her eve giden bilinçsiz yol ağlarının heyelanlara neden olduğunu belirten Trabzon Afet ve Acil Durum (AFAD) İl Müdürü Ömer Kıratlı, “Yaptığımız çalışmalarda heyelanların yüzde 80 civarında yollardan kaynaklandığını görüyoruz. Trabzon kırsal yol ağı en uzun iller arasında yer alıyor yerleşim dağınık olduğu için her yere yol yapıyoruz yol medeniyettir elbet zaruret ama gerekli işlemleri yapmayınca heyelanlara sebep oluyor. Yani en çok yol bizde ama ne yazık ki en çok heyelan bizde.Etkileri var.Bir diğer etken de doğal bitki örtüsünün değişmesi.Tabi son yıllarda özellikle çay, kivi gibi işlerin toprağa ve ne zaman ekileceği. bunlara önlem almıyoruz, suyla birleşince heyelan oluyor.Nüfus arttıkça bizim yerimiz yok mantığıyla dere yataklarında daha çok yerleşim yapılıyor.ken Yıkıyoruz. tsel dönüşümü ile düzenledi. İnşallah bundan sonra da böyle yapılaşmalar olmaz” dedi. birçok kamu kurum ve kuruluşunun afetlere ilişkin eylemleri belirlenmiştir. Bahsettiğimiz konuların birçoğu yerel yönetimlerin sorumluluğunda olan konulardır. Ruhsatı veren vasiyet, binaya göz yuman vasiyet kesindir. Bunun biraz daha dirençli olması gerekecek. Bunun dışında Karayolları, DSİ ve biz gibi birçok kamu kurumunun yani yerel yönetime bağlı kamu kurumlarının da birçok çalışmaları var ama hepsini aynı anda yapmak mümkün değil. Bunlar yavaş yavaş yapılır. Farkındaysanız 50 kilo ile 100 kilo arasında yağdığında mutlaka biraz zarar veriyordu. Artık o kadar büyük bir zarar görmüyoruz. Bu çabalar sürekli olmalıdır. Esas iş aslında yerel yönetimleri düşünmektir” dedi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Heyelan Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve Jeoloji Mühendisi Prof. çok kısa sürede 15-20 günlük izinle şehirden geliyor.Bu nedenle ister drenaj ister heyelanlı bölgeden kaçış olsun yaşlılarımızın hassasiyeti gösteremiyor.Çünkü artık görme ve yorumlama zamanı. Ancak tabi ulaşımın artmasıyla birlikte ulaşım ağlarında ne yazık ki beton yolları tercih etmeye başladık.Bu beton yollar yer altına fazla yağış vermeden direkt olarak dereyi harekete geçiriyor.Heyelan ya da sel kaynaklı risklerin olduğunu gördük. Kısmen de olsa arttı” dedi.